Son dakika haberi… İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunmuş oldu. Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasındaki NATO anlaşmasına da değinen Akşener dikkat çeken eleştirilerde bulunmuş oldu.
“BEKLENTİMİZİ KARŞILAMAKTAN UZAK”
“25 Mayıs’ta, şu demek oluyor ki bundan 1 ay ilkin, ülkemizin bu mevzuda iki önceliği bulunduğunu söylemiştik. Bunlardan birincisi, Putin Rusya’sının saldırgan dış politikasına karşı NATO ittifakını olabildiğince güçlendirmekti. İkinci önceliğimiz ise PKK’nın Avrupa topraklarından topyekun tüm unsurlarıyla silinip atılmasıydı. Ne var ki dün gece varılan mutabakatın maalesef bu oldukça temel konulardaki beklentilerimizi karşılamaktan oldukça uzak olduğu gözüküyor. PKK’nın, İsveç ve Finlandiya tarafınca terör örgütü olarak tanınması yeni bir durum değil. Mühim olan, PKK’nın bu iki ülkedeki varlığına son verecek somut eylemlerin görülmesiydi. Dolayısıyla iktidarın İsveç ve Finlandiya nezdinde, herhangi bir somut gelişme olmaksızın attığı bu imza maalesef ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir tavizdir. Şundan dolayı mutabakat metnine gore, verilen sözlerin tutulması için oluşturulacak üçlü mekanizma, İsveç ve Finlandiya NATO üyesi olduktan sonrasında devreye girecek. Doğrusu bu mekanizmanın işlememesi durumunda Türkiye elindeki NATO kartını yitirmiş bir şekilde itirazlarını sürdürmek ve haklı davasını anlatacak muhatap aramak zorunda duracak. Bu durum, Türk milleti için kabul edilebilir değildir.”
‘BU KADAR BÜYÜK SAPMA, TÜRKİYE TARİHİNDE İLK KEZ OLUYOR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik krizi derinleştirmeye devam ettiğini korumak için çaba sarfeden Akşener, şöyleki konuştu:
“Bizzat kendisinin hazırlatıp, Meclis’e gönderilmiş olduğu bütçe kanunu 2022 senesinde; enflasyonun yüzde 9,8, dolar kurunun da 9 lira 27 kuruş olmasını öngörüyordu. Yüzde 9,8 olarak öngörülen enflasyon bugün TÜİK rakamlarıyla bile yüzde 73,5’i buldu. Dolar kuru ise 17 liraya dayandı. Şu öngörü kabiliyetine bir bakar mısınız? Bunlara öngörü değil, sadece istek diyebiliriz. Açık ki bay kriz, geceleri yatmadan günlüğüne yazması ihtiyaç duyulan dileklerini, bütçe kanununa yazmış. Dünyanın hiçbir yerinde; enflasyon tahmini 70 puan, kur tahmini ise yüzde 100 oranında sapan ne bir ülke ne de bir yönetim görmeniz mümkün değildir. Fakat bu şekilde bir rezalete imza atmak; giderayak bay krize nasip oldu. Nitekim, bu öngörüsüzlüğün sonucu olarak da iflasını açıklayan AK Parti iktidarı, ek bütçe istemek mecburiyetinde bırakıldı. Ek bütçe kanun teklifinde; 2022 yılı için 1 trilyon 751 milyar lira olarak kanunlaşan Merkezi Yönetim Bütçesi giderlerine 1 trilyon 80 milyar lira ödenek ilavesi isteniyor. Doğrusu ilave edilen ödeneğin başlangıç bütçesine oranı yüzde 62. Doğrusu, aynı enflasyon ve kur tahminlerinde olduğu benzer biçimde, bay krizin bütçesinde de muhteşem bir öngörü başarısı, yüzde 62’lik bir sapma var. Bu kadar büyük bir sapma, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez oluyor. Ek bütçenin 710 milyar lirası, ÖTV ve KDV benzer biçimde vergilerle finanse edilecek. Doğrusu satmaca, gene en adaletsiz vergi olan enflasyon vergisiyle milletimize kesilecek. Bu şekilde bir faturanın, yaşam pahalılığı ve enflasyon canavarıyla boğuşan, derin bir gıdaya erişim ve barınma krizinin pençesinde artık yalnız hayatta kalabilmek için savaşım veren milletimize kesilmesi, en hafifçe tabiriyle zulümdür.”
‘BU KARAR, SERMAYE KONTROLÜDÜR’
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) son zamanlarda almış olduğu kararları eleştiren Akşener, şunları söylemiş oldu:
“İktidar için artık milletin cebine el uzatmak da yetmiyor. O nedenle şimdi de gözlerini şirketlerin sermayelerine, dolar hesaplarına diktiler. BDDK, şirketlerin kredi kullanımına ilişkin bir karar yayınladı. Bu karara gore 15 milyon lira ve üstü döviz ve altın eşeysel varlık bulunduran firmalar, kredi kullanamayacak. Doğrusu firmalar ya kredi kullanmaktan vazgeçecekler ya da enflasyona karşı korunmaktan vazgeçecekler. Bir şirket kasasında niye döviz meblağ? Borç ödemek için meblağ. İthalat yapmak için meblağ. Ham madde almak ve üretmek için meblağ. Doğrusu firmalar, Türk lirasının her gün daha da eridiği bir ortamda; sattığı malı yerine koyabilmek, işleri döndürebilmek için elinde döviz tutuyor. Doğrusu aslen, iktidarın ekonomide oluşturduğu güvensizlik iklimi sebebiyle; döviz mevduatı kullanılıyor. Probleminin deposu bizzat kendisi fakat o kendini değişiklik yapmak yerine, kendisi haricinde ne var ise değiştiriyor. Sözü eğip bükmenin alemi yok. Bu karar, bir ana para kontrolüdür. Bu karar, Türkiye’de 1989’dan beri mevcud, sermayenin özgür dolaşımını net olarak ortadan kaldırmaktır. Bu karar, bay krizin Türk şirketlerine uyguladığı bir ambargodur. Eğer bazı dış güçler gelip; Türkiye’ye yatırım yapılmasını engellemeye, Türkiye’den ana para çıkışını teşvik etmeye ve ülkemizi bir döviz krizine sokmaya çalışsalardı; tam olarak bu şekilde bir karar alırlardı fakat bu sonucu kim aldı? Bu ülkeyi yönetenler aldı. Hakikaten ibretlik.”
‘BİR AN ÖNCE SEÇİM KARARI AL’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Akşener, “Eğer oldukça dövize sıkıştıysan ilkin bindiğin 500 milyon dolarlık uçağı sat. Bir kere de sen tutum etsen ne olur? Bir kereliğine şatafattan taviz versen, incilerin mi dökülür? Bir kalemde memlekete 500 milyon dolar girer, kötü mı olur? Sayın Erdoğan eğer dövize oldukça sıkıştıysan Nebati bakan ile beraber Edi ile Büdü benzer biçimde yönettiğiniz ekonomiyi işin ehline bırak. Merkez Bankası’nın görevini yapmasına müsaade et. En azından seçimlere kadar da ekonomiye burnunu sokma fakat biliyorum, sen bunların hiçbirini yapamazsın. O yüzden bu milleti daha çok yorma ve bir an ilkin seçim sonucu al. Ikimiz de milletimizden yetkiyi alıp; döviz kurları iyi mi düşermiş, faiz iyi mi inermiş, enflasyon iyi mi tek haneye düşermiş, milletin alım gücü iyi mi arttırılırmış, ülkeye iyi mi yatırım gelirmiş, milyonlarca kişiye iyi mi iş bulunurmuş, biz sana öğretelim. 20 yılda alamadığın dersi biz sana bir yılda öğretelim. Buyur, meydan okuyorum. Al seçim kararını, bu ülke iyi mi hak etmiş olduğu benzer biçimde yönetilirmiş biz sana öğretelim” diye konuştu.
‘İKTİDARI DEVRALMAMIZA ÇOK AZ KALDI’
Kuvvetli, varlıklı ve mutlu Türkiye için enerjilerinin de kadrolarının da çözümlerinin de hazır bulunduğunu kaydeden Akşener, “Bir tek 1 yıl içinde enflasyonu da faizi de tek haneye indireceğiz. Milletimize kaybetmiş olduğu alım enerjisini geri vereceğiz, Türkiye’ye huzuru getireceğiz. İYİ Parti iktidarında; Türk lirası da kıymetli olacak, alın teri de kıymetli olacak, emek kıymetli olacak. Bu ülkede hukuk da olacak, hakkaniyet de olacak, liyakat da olacak. Demokrasi olacak, özgürlük olacak, saygı olacak. Hazır olun. Sandık ufukta göründü. Tanrı’ın izni, milletimizin de her geçen gün artan desteğiyle iktidarı devralmamıza oldukça azca kaldı. İYİ Parti, hakkı yenilen milyonların iktidarı olacak, ezilenlerin iktidarı olacak. İYİ Parti, istibdadın sonu, hürriyetin başlangıcı olacak. 1 şahıs kaybedecek, 84 milyon kazanacak. Rantçılar gidecek, söz tekrardan milletimizin olacak. Asla merak etmeyin, güneş tekrardan doğacak ve Türkiye iyi olacak” dedi. (DHA)
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
rn
","author":{"@type":"Person","name":"editor","url":"https://www.habergonder.com/author/editor/"},"articleSection":["Siyaset"],"image":{"@type":"ImageObject","url":"https://www.habergonder.com/wp-content/uploads/2022/06/14836856-700x400.jpg","width":700,"height":400},"publisher":{"@type":"Organization","name":"","url":"https://www.habergonder.com","logo":{"@type":"ImageObject","url":""},"sameAs":["https://www.facebook.com/jegtheme/","https://twitter.com/jegtheme","#","#"]}}