Özcan Deniz, konserde oğlu Şimal’i yanına alarak, eski eşine nafaka göndermesinde bulunmuş oldu.
Meşhur müzisyen Özcan Deniz 15 yıl aradan sonrasında Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda sahne aldı.
Sevenleriyle bir araya gelen Özcan Deniz, şarkılarını seslendirip duygulandıran anlamış olur yaşattı.
Samar Dadgar da geldi
50 yaşındaki Deniz’in kendisinden 22 yaş ufak İranlı modacı sevgilisi Samar Dadgar da konsere katılmayı dikkatsizlik etmedi.
Oğlu ile sahneye çıktı
Öteki taraftan meşhur müzisyen, oğlu Şimal’i sahneye çıkartttı.
Oğlu için gerekirse kariyerini noktalayabileceğini belirten Deniz, para için evladını kendisinden kopartmaya çalıştıklarını beyan etti.
Eski eşine gönderme yapmış oldu
50 yaşındaki Deniz, eski eşi Feyza Aktan’a da gönderlemerde bulunmuş oldu.
Özcan Deniz, konuşmasında şu sözleri kullanarak izahat yapmış oldu;
“Oğlumun tabanca olarak kullanılmasını istemiyorum”
“Ben hiçbir vakit oğlumu, annesinden ayırmaya çalışmadım. Yalnız oğlumun tabanca olarak kullanılmasını istemiyorum ve engellemeye çalışıyorum.
“Her dakikamı oğlumla dolu dolu geçirmek isterim”
50 yaşındayım, bu saatten sonrasında her dakikamı oğlumla dolu dolu geçirmek isterim. Şu sahnede yaşadığım tatmini hiçbir vakit yaşamadım. 4 yaşındaki oğlum beni alkışlarla izliyor.
“Kendimi aklamalıydım”
Bir düşünün karşınızda bir şey yapmadığım halde yapmış şeklinde gösteren biri var. Ben de kendimi korumak için çaba sarfetmek için tişörtümü yırttığı videoyu paylaşmalıydım. Biz bunu misilleme olarak yaptık. Kendimi aklamalıydım.
“Tişört olmasa yüzüm, gözüm parçalanacaktı”
Hani bir söz vardır kalabalıkta biçim yapanın, tenhada özrü kabul edilmez. Evladı okula göndermemiş. Okuldan öğretmen aradı “Derse 5 dakika var sizi bekliyoruz” diye. Kapıyı çalınca bana saldırmaya başladı. Beni tokatladı. Tişört olmasa yüzüm, gözüm parçalanacaktı. Ben bu durum için bile gidip rapor almadım.
“Tüm hayatımı ve birikimimi oğlum için masaya sürdüm”
30 senelik kariyerim bu saatten sonrasında nereye gidecekmiş, ne olacakmış mühim değil. Tüm hayatımı ve birikimimi oğlum için masaya sürdüm. Her şeyi kaybedebilirdim. Karşı taraf ise hiçbir şeyi masaya sürmedi. Delili olmayan dava, 6 ay sürdü. Her neyse ki beraat ettim. Kaybetseydim Türkiye’nin bakışı oldukca değişik olurdu. Kendimi anlatmaya çalışana kadar ‘Bay bay Özcan Deniz’ olurdum.
“Bugün ‘Kariyerini noktala’ deseniz, evladım içinse noktalarım”
Karşımda bir genç anne, bir karı var. O yüzden bu durum onu kuvvetli kılıyor. Daha duyarlı davranmam, daha dengeli davranmam gerekiyor. Çocuğum var, anası var, anlatamayacağım durumların içine düşmem riski var, izah edemeyeceğim bir kitleyle karşılaşmam durumum var. Boğulabilirim, yakılabilirim, yok edilebilirim. Bu durumlar daha ilkin yaşandı. Şu an film çekmem ihtiyaç duyulan bir vakit fakat çocuğuma zaman ayırıyorum. Bugün ‘Kariyerini noktala’ deseniz, evladım içinse noktalarım. Stop düğmesine anında basarım. Umurumda değil, bir kazanç elde etmeye çalışmıyorum. 10, 15, 20 yılım kaldı ya da kalmadı.
“Para uğruna evladımı benden kopartmaya çalışıyorlar”
Evladıma ilgili geçireceğim günler sayılı ve bunu hiç kimseye kurban ettirmek istemiyorum. Çocuk için de yazık, benim için de yazık. Evladımı benden kopartmaya çalışıyorlar. Hem de şöhret ve para uğruna! Üstünde tepişen menajerler, basın danışmanları var. ‘Bu düzenin içinden oğlumu iyi mi kurtarırım?’ diye iki senedir gecem, gündüzüm iğrenç geçti.”