Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündemdeki gelişimleri TRT ortak yayınında değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan programda Türkiye’nin sulh diplomasisi, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’ya NATO üyelik şartları, Türkiye -ABD ilişkileri ve Atina yönetiminin provokasyonları, Türkiye’nin terörle mücadelesi, enflasyonla mücadelede yeni adımlar şeklinde gündemin sıcak başlıklarını değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programdaki konuşmasından öne çıkan satır başları şöyleki:
Enflasyon ne süre düşecek
Bu salgın süreci, Ukrayna’daki harp, tarihin en yüksek seviyelerine ulaşan enerji ve emtiya tutarları, küresel alanda enflasyonist bir ortam oluştu. Bu öteki ülkelerde olduğu şeklinde Türkiye’yi de etkiledi.
Doğal olarak yaşam pahalılığının yükünü azaltmak amacıyla lüzumlu tüm adımları da atıyoruz. Bu kapsamda Gömü ve Maliye Bakanlığımız ve iktisat yönetimimiz çalışıyor. Hedef odaklı hayata geçirdiğimiz bu adımlarla sıkıntılı koşullara karşı ülkemizin direnci artırmayı hedefliyoruz. Kur Korumalı TL’ye katılım oldukça oldu. Toplamda 1,8 milyon hesap açıldı. Bu sayı güvene işaret ediyor.
Gerçek kişilere yönelik tasarladığımız ürüne gelen talep de tabana yayıldı ve beklentimizin üstünde gerçekleşti. Yapmış olduğumuz bu düzenlemelerin enflasyon üstündeki etkilerini yakından takip ediyoruz.
Son haftalarda yaşanmış olan petrol fiyatlarındaki düşüşün pozitif yönde etkilemesini de bekliyoruz. Senelik enflasyon düşüşünü gelecek yıl ciddi bir halde Şubat-Mart döneminde görmeye başlarız. Kayseri’de resmi sayı 70 bin civarındaydı. Orada 70 bin kişinin o sıcağa karşın meydana gelmiş olması bir şeyi gösteriyor. Diyor ki: “çıkış yolu burası”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Senelik enflasyonda düşüş şubat-mart ayı itibarıyla belirgin hale gelecek – Video
Tahıl koridoru anlaşması
Bu mevzuda uzun süredir aralıksız şekilde yoğun temas ve müzakereler yürüttük. Neticede Ukrayna tahılının Karadeniz üstünden dünya piyasalarına güvenli şekilde ihracatına yönelik mutabakatın İstanbul’da imzalanmasını sağladık.
Planın başarı göstermiş şekilde uygulanmasıyla vahim boyutlara ulaşmakta olan küresel besin krizinin tesirleri hafiflemeye başlamış olacak. Fiyatlardaki düşüş devam edecek. Minimum gelişmiş ülkelerin üstündeki baskı azalacak. Ortaya çıkacak kıtlıklar peşinen engellenecek.
“Planın operasyonel boyutu İstanbul’dan yönetim edilecek”
Bu zamanı başarıya verdiğimiz katkı, Türkiye’nin küresel meselelerde oynamaya muktedir olduğu rolün önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Planın operasyonel boyutu İstanbul’dan yönetim edilecek.
Sürecin ne kadar kırılgan bulunduğunu, Odessa Limanı’na düzenlenen saldırıda görebiliyoruz. Herkesten attıkları imzalara haiz çıkmalarını ve üstlendikleri sorumluluklara uygun şekilde hareket etmelerini bekliyoruz.
Savaşın başından beri önceliğimiz ateşkesin sağlanmasının peşinden adil ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi. Temenni ederim ki inşallah bunu da başarırız.
İsveç-Finlandiya ile NATO muhtırası
Ödün vermeyi kimse bizlerden beklemesin dedik. NATO’nun kayıtlarına terör örgütlerinin girmiş olması, Madrid zirvesinin en başarı göstermiş yanıdır. İsveç ve Finlandiya’dan teröre verilen desteğin kesilmesi noktasında somut beklentilerimiz var.
İsveç’in caddelerinde polis korumasında yürüyüş yapıyorlar. Paçavraları ellerinde, malum sözde liderlerinin posterleri ellerinde. Bu şekilde yürüyorlar fakat İsveç vatandaşının sağduyusu da ortada. ‘Türkiye istiyorsa, Erdoğan istiyorsa, bunlar madem teröristtir verilmesi lazımdır’ diyor. Aklıselimin gereği de bu. Oradaki tüm iltisaklı yapıların da kapatılması gerekiyor.
“Türkiye’den kimse bir ödün beklemesin”
Kesinlikle Türkiye’den bu mevzuda bir ödün beklenmesin. Görüşmeleri yaptık. Gel gör ki derhal ertesi gün gene teröristler Stokholm caddelerinde gosteri yapıyorlar. Finlandiya’da gosteri yapıyorlar.
İsveç somut adım atmaktan oldukça uzakta gözüküyor. Terör propagandası dahil, terör örgütü uzantılarını ülkemiz aleyhine faaliyette bulunmaktan alıkoymadıkları sürece bizlerden pozitif yönde bir yaklaşım beklemesinler.
Bu iş zannedildiği şeklinde kolay değil. Tamam derhal NATO’ya alsınlar… Yok böyle bir durum. Biz orada da tüm arkadaşlara bunu söyledik. Süreç bu şekilde işliyor.
Tahran’daki üçlü zirve
Mühim mevzuları kolaylıkla ele aldık ve pozitif yönde bir görüşme bulunduğunu ben de kolaylıkla söyleyebilirim. Savaşın yarattığı menfi koşullar ve aramızda bazı mevzularda anlaşmazlıklar normal olarak var.
Suriye, terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş durumda. Dolayısıyla Suriye’ye karşı gerek Rusya gerekse İran’ın bir tavır belirlemesi gerekir.
Yunanistan’ın provokatif adımları
Vahdettin Köşkü’nde Miçotakis’le yiyecek yedik. Bu yemekte kendisine dedim ki: Bundan sonrasında aramıza üçüncü ülkeyi sokmayalım. Aradan geçti 3 hafta. ABD’da Kurultay’deki konuşmasını yapmış oldu. Oradan döndü Davos’a gitti. Benzer şeyler yapmış oldu.
Sen de siyasetçisin ben de siyasetçiyim. Şunu bilmen lazım. Türkiye’ye karşı herhangi bir negatif adım attığın süre benim ilk işim halkıma anlatabileceğim kuvvetli şeylerin olması lazım. Efes tatbikatı bu tarz şeyleri çıldırttı.
Lozan ve Paris Anlaşmalarına ters olan bu şekilde bir durumda Türkiye olarak biz ‘Yunanistan ne yapmak istiyorsan yap’ mı diyelim. Ne gerekiyorsa vakti saati ulaştığında Türkiye olarak yaparız. Bu adaların egemenliğinin gayri askeri statü altında kalma kaydıyla kendisine verildiğini Miçotakis herhalde bilmiyor. Öğrenecek.
Hulusi Paşa bir izahat yapmış oldu. Bu tür şartlar Türkiye için geçerli şartlar değil, olacak iş değil. Biz Biden’la yaptığımız görüşmede oldukça pozitif yönde konuştuk. Sonrasında bu nereden çıktıysa Yunanistan’la ilgili mevzular gündeme geldi. Ben gelişmelerin pozitif yönde olacağını düşüyorum.
BAE, Suudi Arabistan ve İsrail ile yeni dönem
Bir senelik süre zarfında gerçekleştirdiğimiz karşılıklı ziyaretlerle BAE, Suudi Arabistan’la yeni bir dönem başlattık. BAE ile bir ortak teknoloji forumu tesis edildi.
Suudi Arabistan makamlarının da iş adamlarımızın sorunlarının giderilmesi mevzusunda çalıştıklarını görüyoruz. Doğal olarak ihraç ürünlerimize yönelik boykotların sona ermekte bulunduğunu, Türk okullarının tekrardan açılmasına yönelik adımların atıldığını görüyoruz. İsrail’den 15 yıl aradan sonrasında devlet başkanı seviyesinde ziyaret oldu.
Ermenistan ile ilişkiler
Başbakan Paşinyan’la her iki ülkenin dini bayramları kapsamında karşılıklı tebriğimizi ilettiğimiz bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik.
Doğal olarak normalleşme sürecini de konuştuk. Bizim baştan itibaren kırmızı çizgimiz Azerbaycan’dı. Artık söylemin ötesinde somut adımlar atmasını bekliyoruz. Normalleşme sürecinde biz ciddiyiz, kararlıyız.
Tam normalleşmeyi de hedefliyoruz. Türkiye’de bugün 100 binin üstünde Ermeniler var. Azerbaycan’la eşgüdüm içinde Ermenistan’la olan yaklaşımı geliştiriyoruz.
Irak Dohuk’taki hücum
Bu, PKK/YPG-PYD bunların alışılmış terör eylemlerinin bir benzeri. Buna biz yabancı değiliz. Tüm Amerikalılara, aynı şekilde Rusya tarafına, “Bakın bu durum bu şekilde, oyuna gelmeyelim” dedik.
Aynı şekilde bunu Iraklı dostlarımıza da ilettik. “Yaptığınız açıklamalara dikkat edin. Biz dostumuzla bu şekilde bir duruma girmeyiz” dedik. Dert, Irak ve Türkiye arasındaki pozitif yönde ilişkileri bozmak.
Konya’da yapılacak olan İslam Oyunları’na Irak’ın katılmaması mevzusunda izahat yapmışlar. Üzüldüm. Irak bu şekilde bir adımı atmamalı. Arkadaşlarımıza da söyledim. Görüşün bu açıklamayı geri çeksinler.
Ayrıca Irak’ta yaşamını kaybedenlere Tanrı’tan rahmet arzuluyorum. Irak’ın doğusu hala sıkıntıda. ABD’nin maalesef burada ciddi, negatif yaklaşımları var. Madrid’deki görüşmelerde de bunu söylediğim şeklinde, Tahran’da da ABD’nin Fırat’ın doğusundan çekilmesi üstünde durdum.
ABD – Terör örgütleri ilişkisi
Terör örgütleri tüm enerjisini Tel Rıfat’tan alıyor. Binlerce tır tabanca, cephane, vasıta gereç ABD buraya yığdı, halen yığmaya devam ediyor. Trumpada söylemiştik, Biden’a da söyledik. Sadece hala pozitif yönde adım atılmış değil. Temmennı ederiz pozitif yönde adım atarlar. Bizlere dokunmayana biz dokunmayız.
ABD’nin kendi yetiştirmeleri teröristlere eğitim vermek için terör kamplarına gelmişlerdir. Hala bu eğitim verme emekleri maalesef devam ediyor. Taziye yayınladıkları terörist kim diye bakarsanız enterasandır, Türkiye’ye karşı terör eylemlerinde bulunan Suriye’de kız çocuklarını terör eylemlerine katmak için çalışan biri.
Bu eylemler ABD’nin kendi kazmış olduğu çukura düşme sonucunu doğuracak. ABD PKK/YPG iş birliği devam ediyor. Terör örgütü DEAŞ’ın terör örgütü PKK’dan ne farkı var?
Bir ihtimal Eylül toplantısında Biden’la görüşme fırsatımız olursa, bu vakaları önlerine koyacağız.
ABD, terör örgütünü DEAŞ’la savaşım de ortak şeklinde görüyoruz. Türkiye’nin DEAŞ ile çarpışan tek NATO devleti bulunduğunu görmezden geliyorlar. Sözde ortaklarının terör eylemlerinin NATO müttefikine verdiği zarardan bahsetmiyor. Terör örgütüne zarar vermek için, bir başka terör örgütüyle iş tutulmaz. Bunu ilkin bileceğiz.
Sığınmacıların ülkelerine dönüşü
Biz Suriye’nin kuzeyinde hedef olarak 250 bin briket ev yapmayı planlıyoruz. Bu tarz şeyleri AFAD’ımızla beraber yapıyoruz. O ilkel çadırlarda insanları yaşaması ne insani ne de İslami değildir.
AFAD’ın koordinesinde, STK’larımızın katılmasıyla şu ana kadar 100 bine yakın konutu bitirdik. Ve devam ediyor. Şimdi yeni bir projeye gireceğiz. Zemin artı kat şeklinde. Buralara bizdeki mültecilerden geri dönüşleri artıralım diyoruz.
“Hafta sonu fındık fiyatlarını açıklayacağım”
Bir de şu var. Vatandaşın araçlarıyla olsun, piyasadaki alışveriş hareketliliğine bakıyorum oldukça iyi noktada. Maliyet enflasyonu noktasında bana bakılırsa işi yönetiyoruz. Şu anda bizim son yaptığımız zamlarla, vatandaşın cebine giren parada ciddi bir artış oldu.
Bu yıl sonu itibarıyla gözden geçireceğimiz bir süreçtik. Hafta sonu ben Ordu’ya gidiyorum. Orada da her insanın beklentisi “Acaba fındık tutarları ne olacak” Açıklayacağız doğal olarak. Fındığın olduğu yerlerde mevsimi geldi. Dalaverecilere bırakmadan bu açıklamayı yapacağız.
Ben Bay Kemal ve hanımefendinin ağızına bakıp izahat yapmam. Biz bu açıklamayı yapmış olup, tüm fındık üreticisini asla enflasyona ezdirmeyiz.
Ek gösterge düzenlemesi
Vedat Bey bu emekleri sürdürüyor ve bir takvim var. Ek gösterge mevzusu senelerdir gündemde. Son düzenleme 1994 senesinde yapılmış. Tüm gösterge sistemini başından sona düzenledik.
Tüm öğretmenlerimizin 2 yıl ve üstü polislerimizin, alan sınırı olmaksızın 2 yıl ve üstü sıhhat çalışanlarımızın ve din görevlilerimizin ek göstergesi 3600’e terfi etti. Avukatlar, bekçiler, uzman erbaşlar şeklinde gruplar da 3600 ek göstergesinden faydalanması sağlandı. Ek olarak müdür yardımcıları, mali uzmanlar, kariyer uzmanları ve denetlenme uzmanlarını da 3600 ek göstergeye çıkarıldı.
Bir de ek gösterge sistemini de 28 yıl süresince minik dokunuşlar yapılmıştı. Bu sistemi gereksinimler ve talepler noktasında revize ettik ve yüce Meclis’e sunarak hayata geçirdik.
Kılıçdaroğlu’nun KYK açıklamaları
Biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerinin almış olduğu burs 45 TL’ydi. Bir de üniversite öğrencilerinden harç alınıyordu. Harcı Bay Kemal söylemiş oldu de mi kaldırdık, yoksa tarafındaki ortağı söylemiş oldu de mi kaldırdık? Şimdi meydana getirilen çalışmalarla 850 TL’ye gelecek burs. Kredinin 3 ayağı var. Krediyi alıyorsan anında ödemen diye bir şey yok.
Sigortalı işi bulduktan sonrasında 2 yıl şeklinde bir süre içinde de bunu ödeyeceksin. Burada faiz falan yok. Başbakanlığım dönemimde de açıklamıştım. Ne faiz ne enflasyon. Yalnız anapara. Biz öğrencilerimizi kesinlikle muhalefetin bu saçma sapan yaklaşımlarına ezdirmeyiz.
Yap-İşlet-Devret projeleri
Muhalefetin bu projelere karşı yaklaşımı devamlı yapılmaması istikametinde oldu. Örneğin Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırken, yapılmaması için denizden motorlarla Anadolu Kavağı’na geldiler. Gösteriler yaptılar. Biz yaptık ve şu anda yoğun bir halde trafiği var.
Iktisat olarak “baktık” diyenlere yanıt oradan geçen otobüsler, tırlardır. “Bu ülke batmıştır” diyenleredir. Her insanın altında otomobili da var maşallah. Osman Gazi Köprüsü’nün 4 Temmuz’da 43 bin 300 vasıta kullandı.
Bay Kemal yap-işlet-devreti daha öğrenemedi. Bay Kemal yap-işlet-yönet devletin cebinden para çıkmadan yüklenici firmaların burayı yapmış olup 15 yıl işletir, vasıta geçiş süresi vardır. Bunu kullanır ve devlet ödeme yapması gerekiyorsa farkı kapatır ve yüklenici şirket yap-işlet-devretle devam eder ve kim bilir 2-3’ye talip olurlar.
Şimdi dünyada en uzun açıklığa haiz bu şekilde bir köprü. Biz eskiden ne çileler çekerdik. Lapseki’den Gelibolu’ya geçmek için kimi zaman gece boyu beklerdik. Bu köprü bizim için adeta boynumuzda altın kolye. Şu anda orayı kullananlar bizlere yakarış ediyorlar. Ikimiz de bundan mutluyuz.
Yalnız bu değil Şanlıurfa- Adıyaman içinde köprü var. Biz olmasak orada bu şekilde bir köprünün imgesel bile mümkün değildir. Aynı şekilde İzmir-İstanbul arası 6,5-7 saatti. Şimdi 3 saat 15 dakikada İstanbul’dan İzmir’e ulaşabiliyorsun. Avrasya, Marmara tünellerini düşünün. Bunlar çağdaş olmanın, kalkınmanın ötesinde onu aşan bir yapının güzellikleridir.