Meydana getirilen yeni araştırmalar, karaciğer yağlanmasının dünyanın en yaygın demans şekli olan ve hemen hemen bir tedavisi bulunmayan Alzheimer hastalığını tetikleyebileceğini gösteriyor.
Amerikan Nöroloji Akademisi’nin dergisi Neurology’de gösterilen yeni bir araştırma, demansın (bunama) kökeniyle ilgili bir risk faktörüne ışık tuttu. Alzheimer, demansın en yaygın türüdür ve yeni araştırma, karaciğer yağlanması olan kişilerin bu sıhhat sorununa yüzde 38 daha yatkın bulunduğunu gösteriyor.
Demansın kendisi tek başına bir hastalık değildir. Bellek bozukluğu, düşünme becerilerindeki bozukluklar, muhakeme kabiliyeti kaybı, konsantrasyon azalması yada davranış değişimleri benzer biçimde oldukca çeşitli sıhhat sorunlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Mesela, Alzheimer hastalığı ilkin beynin öğrenmeyle ilgili bölümünü etkisinde bırakır, bundan dolayı ilk emareler çoğu zaman bellek, düşünme ve akıl yürütme kabiliyetinteki değişikliklerdir. Zaman içinde ilerleyen bir hastalık olduğundan kafa karışıklığı ve davranış değişimleri benzer biçimde başka problemler da ortaya çıkar.
Alzheimer hastalığı nedir?
Alzheimer hastalığının sıklığı yaşla beraber artar ve çoğu zaman 65 yaş üstü kişilerde görülür. Dünya nüfusunun belirgin yaşlanma eğilimi göz önüne alındığında, bu sayının artmaya devam etmesi ve adeta bir “Alzheimer salgını”nın yaşanması umut ediliyor. Son tahminler, Alzheimer ve öteki demans türlerinin 2040 yılına kadar 81 milyon inasnı etkileyeceğini gösteriyor.
Alzheimer hastalığı, algılanamayan bir başlangıç ve zihinsel durumun kademeli olarak bozulması ile ortaya çıkar. İlk birkaç yılda hastalık oldukca büyük emareler ortaya çıkarmayabilir, hastalığın geç evresinde ise hasta giderek başkalarının yardımına bağımlı hale gelir. Hastalık her hastada aynı şekilde gelişmese de bu süre averaj 10 yıl kadar sürer.
Alzheimer hastalığı herhangi bir vakadan ilkin yada sonrasında yaşanmak zorunda değildir, kendiliğinden ortaya çıkabilir. Sadece bir çok durumda, emeklilik yada hastanede kalış benzer biçimde mühim yaşam vakaları tarafınca tetiklenir.
Alzheimer hastalığı emareleri
Alzheimer hastalığı emareleri birkaç senelik bir süre içinde kademeli olarak ortaya çıkar ve bunların yoğunluğu kişiden kişiye nazaran mühim seviyede değişmiş olur. Ortaya çıkan ilk emare, çoğu zaman uzun soluklu hafızanın göreceli olarak korunmasıyla beraber son vakaları unutmaktır. Bu bozuklukların başlangıçta düzgüsel yaşlanmaya bağlanmasının sebebi tam olarak kademeli ve algılanamaz başlangıçtır, ki bu büyük bir hatadır. Şu demek oluyor ki Alzheimer hastalığı, zaman içinde hastanın bağımsızlığını mühim seviyede bozan bilişsel bozuklukların ve ruhsal değişikliklerin meydana geldiği ilerleyici bir hastalıktır.
Ortaya çıkan bilişsel emareler, esas olarak son vakaları unutmak, sık sık aynı soruları sormak ve nesneleri yanlış yerleştirmek benzer biçimde ortaya çıkan bellek rahatsızlıklarıdır. Ek olarak hastalığın erken evrelerinde karar verme mekanizması da bozulabilir, hasta karar vermede zorlanır. İlerleyen dönemlerde hastalar günü, kati zamanı yada yılı bilemezler, mekan algılarını yitirirler ve eve dönüş yolunu bulamazlar. Hastalığın ilerleyen evrelerinde yakın insanları tanıyamama ve sözlü iletişimde mühim seviyede bozukluk benzer biçimde emareler ortaya çıkar.
Psikiyatrik değişimler, hastalığın başlangıcından itibaren düşük ruh hali ve hastanın bir zamanlar zevk almış olduğu aktivitelere olan ilgi kaybı şeklinde ortaya çıkar. Hastalık ilerledikçe davranış ve duygudurum bozuklukları daha belirgin hale gelir ve bu da bu hastaların bakım yükünü artırır. Sözlü ve fizyolojik saldırganlık, sinirlilik, yakın insanları suçlama ve uyku döngüsündeki değişimler benzer biçimde toplumsal açıdan yetersiz davranış emareleri ortaya çıkar. Psikiyatrik değişimler hastanın en sık hastaneye yatırılma nedenidir.
Bilişsel ve psikiyatrik emareler bu hastaların yaşamını negatif etkisinde bırakır ve para taşımada güçlük, kişisel hijyeni sağlama, giyinme, idrarını denetim etme benzer biçimde günlük aktiviteleri gerçekleştirmede zorluk çeken hasta, giderek başkalarının bakımına bağımlı hale gelir.
Alzheimer hastalığının sebepleri
Alzheimer hastalığı bir çok durumda kalıtsal değildir. Ortaya çıkan emareler beynin belirli bölgelerinin bozulmasının sonucudur. Günümüzde hastalığın kati sebebi hala bilinmemekle beraber, sinir hücrelerinin bozulmasının beyinde belirli proteinlerin (beta-amiloid ve tau proteini) birikmesinden kaynaklandığı varsayılmaktadır.
Bu birikim ilk olarak nörotransmitter asetilkolin üreten sinir hücrelerinin kaybıyla sonuçlanır, sadece hastalık ilerledikçe sonunda tüm beyin etkilenir.
Alzheimer hastalığının teşhisi klinik tablo, aileden alınan bilgiler ve bilişsel testler yardımıyla konur. Pek oldukca sıhhat problemininin bilişsel bozukluklara yol açabileceği ve demansın yüzden fazla sebebi olduğu düşünüldüğünde, öteki bazı bozuklukların da ele alınması gerekmektedir. Bundan dolayı, her hastanın MR görüntüleme benzer biçimde beyin görüntüleme testlerinden geçmesi gereklidir. Bazı metabolik ve endokrinolojik bozuklukları da elemek gereklidir, bundan dolayı kandaki B12 vitamini ve tiroid hormonu seviyesi değerlendirilir.
Karaciğer yağlanması Alzheimer’ı tetikliyor
Meydana getirilen yeni emek harcama, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması hastalığının, esas olarak beyindeki vasküler hasar tarafınca oluşan demans gelişimi ile ilişkili bulunduğunu gösteriyor. Araştırmanın neticeleri, karaciğer hastalığına yönelik tedavinin demans ve dolayısıyla Alzheimer riskini azaltabileceğini gösteriyor.
31 bin 255 kişilik mesela çözümleme edilmiş olduğu araştırmada, iştirakçilerin 2 bin 898’ine alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı teşhisi konmuştu. 5 yılda, ikinci gruptaki bin 291 kişiye kıyasla, 145 şahıs demans geliştirdi. Karşılaştırıldığında, oran daha yüksekti.
Ek olarak, kişinin karaciğer yağlanmasına ek olarak kalp hastalığı da olması durumunda riskin yükseldiği görüldü. Bu durumda demans riski yüzde %50 daha fazlaydı.
Araştırmada, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığının niçin olacağı hepatik damarlardaki eksikliklerin niçin olduğu yetersiz kan akışının Alzheimer’ı tetikleyebileceği ortaya kondu.
Tip 2 diyabet ve aşırı kiloluluğun karaciğer hastalığının gelişimini tetikleyen 2 ana risk faktörü olduğu bilinmektedir. Bundan dolayı sıhhatli beslenme ve egzersiz karaciğer hastalıklarının önlenmesi için en büyük yardımcılar olarak görülmektedir.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması aşırı kiloluluk, diyabet ve zehirlenme (fosfor, karbon tetraklorür) benzer biçimde durumlarda ortaya çıkar.
Yağ dokusundan yağ salınımının artması, karaciğerde yağ asitlerinin oksidasyonunun azalması, karaciğerde yağ asitlerinin sentezinin artması, yağ asitlerinin trigliseritlere dönüşümünün artması, karaciğerden yağ atılımının yada salınımının azalması görülür.
Yağlı karaciğer çoğu zaman emare vermez, genişlemiş karaciğer yumuşak, yuvarlak kenarlıdır. Kimi zaman sağ göğüs kafesinin altında zonklayıcı bir ağrı ve hafifçe sindirim sorunları olur.
Yağlı karaciğer, iyi huylu ve geri dönüşümlü bir durumdur ve karaciğer hasarının ilk aşamasıdır.